Korku Edebiyatı – HUNÂŞAMZADE
Mezarhisar köyü, gececi kuşların ve baykuşların bile yaklaşmaktan kaçındığı, eski bir vahşetin yankılandığı yerdir. Bu harabe köyün en yüksek noktasında, Hunâşamzade olarak bilinen, şanssız bir ailenin konağı yükselir; Tuna’nın kıyılarından Edirne’ye kadar uzanan, yüzyıllar boyu süregelen bir korkunun merkezidir.
Parlayan gözleriyle hayaletler, kanları emilmiş bedenler, diğer dünyadan gelen keskin dişli varlıklar ve geceleyin ortaya çıkan korkutucu canavarlar eşliğinde, Hunâşamzade ailesinin eski belasının izini sürüyoruz. Istrancalı Abdülharis Paşa’nın rehberliğinde, kuşaklar boyu süregelen bu lanetin kökenini keşfetmeye çalışıyoruz.
“Bulutlar dağılmış ve dolunay meydana çıkmışken, bir kere daha manastırın üzerinde bir karaltı tekinsiz kanat çırpma sesleri eşliğinde çöktü. Puhudan, azim akbabalarla kartallardan daha büyük, kanatlı bir şekil harap manastırın çatısına tüneyip ateş kızılı gözleri ve sivri dişleri ta tepeden fark edilen ihtiyar kocakarı suretiyle aşağıdakilere baktı. Belden aşağısı koca pençeleriyle ve kanatlarıyla kuşu, belden yukarısı da neredeyse pençelerine dek sarkan memeleri, ihtiyar ancak sağlam bedeni ve örüklerine toz toprak kemik dolmuş, yerleri süpüren uzun kara saçlarıyla, iki yangın yeri koca gözleri ve dikenli dalları andıran siyah siyah sivri dişleriyle çöreklenmiş ejderha misali tepeye tüneyen heyula bir çığlık kopardı.”
Mehmet Berk Yaltırık’ın novellası, yazarın dünyasını tanıyan okurlar için heyecan verici yeni bir yol sunarken, yeni okurlar için de bu evrene hızlı bir giriş niteliğindedir. İşte, anlamı korunarak ve değiştirilmeden, cümlelerin biraz oynatıldığı yeni bir versiyonu.
Yazara İnstagram – Youtube hesaplarından ulaşabilirsiniz.
Kitabı satın almak isterseniz bağlantıya tıklayın.