EdebiyatKitapYaşamYazarlar

Dünyayı Değiştirmekte Bana Yardım Edin 

Eğer Artık Kendi Elçiliğiniz sizi tatmin etmiyorsa, eğer hakikat ve sevginin elçisi olmak istiyorsanız, o halde sizi insanlık için yeni bir düşe, hepimizin ahenk, hakikat ve sevgi içinde yaşayabileceğimiz bir rüyaya katkıda bulunmaya davet ediyorum. 

Bu düşte, tüm din ve felsefelerden insanlar buyur edilmekle kalmaz, saygıyla da karşılanır. Her birimizin neye istersek ona inanmaya, istediğimiz din ya da felsefeyi izlemeye hakkımız vardır. İsa’ya mı, Musa’ya mı, Allah’a mı, Brahma, Buda ya da herhangi başka bir varlık ya da ustaya mı inandığımız hiç fark etmez. Herkes bu düşü paylaşmaya davetlidir. Benim bütün hikayelerime inanmanızı sizden beklemiyorum ama eğer içinizde bir titreşim başlatı­yorlarsa, sözlerin arkasındaki hakikati görebiliyorsanız, gelin bir anlaşma daha yapalım: Dünyayı değiştirmekte bana yardım edin. 

Elbette, burada ilk soru şudur: Dünyayı nasıl değiştireceksiniz? Cevabı kolay. Kendi dünyanızı değiştirerek. Ben sizden dünyayı değiştirmek için yardım istediğimde, Dünya adlı gezegenden söz etmiyorum. Kafanızda var olan sanal dünyaya atıfta bulunuyorum. Değişim sizinle başlar. Önce kendi dünyanızı değiştirmediğiniz sürece, bana dünyayı değiştirmekte yardımcı olamazsınız. 

Dünyayı, kendinizi severek, hayattan zevk alarak, kişisel dünyanızı bir cennet düşü haline getirerek değiştirebilirsiniz. Sizden yardım istiyorum çünkü kendi dünyanızı 

ancak siz değiştirebilirsiniz. Dünyanızı değiştirmeye karar verirseniz, bunun en kolay yolu, sağduyudan ibaret olan araçları kullanmaktır. Bu araçlar Beş Anlaşma’ dır. Sözünüz özenle seçilmiş ise, hiçbir şeyi kişisel algılamıyorsanız, varsayımda bulunuyorsanız, daima yapabileceğinizin en iyisini yapıyorsanız, dinlerken kuşkuyla dinliyorsanız, artık kafanızda hiç savaş olmayacak; barış olacaktır. 

Beş Anlaşma’yı uygularsanız, dünyanız düzelir ve mutluluğunuzu başkalarıyla paylaşmak istersiniz. Ama dünyayı değiştirmek, hikayenizdeki yardımcı oyuncuları değiştirmek 

demek değildir. Dünyayı, sizin dünyanızı değiştirmek istiyorsanız, bunu yapmanın yolu hikayenizdeki ana karakteri değiştirmektir. Ana karakteri degiştirirseniz, sihirliymşçesine, bütün yardımcı oyuncular da değişmeye başlar. Siz değişince, çocuklarınız değişir çünkü onlara verdiğiniz mesaj da değişecektir. Kocanıza veya karınıza verdiğiniz mesaj değişecektir. Arkadaşlarınızla ilişkiniz değişecektir. Belki de 

daha önemlisi, kendinizle ilişkiniz değişecektir. 

Kendinize verdiğiniz mesaj değişince, daha mutlu olursunuz ve sadece mutlu olmanızdan, çevrenizde yaşayanlar da yararlanır. Çabanız aslında herkes içindir çünkü coşkunuz, mutluluğunuz, cennetiniz bulaşıcıdır. Siz mutlu olduğunuzda çevrenizdeki insanlar da mutlu olur ve bu onlara kendi dünyalarını değiştirme ilhamı verir. Bizler koca bir mirasın temsilcileriyiz. Biz demekle tüm insanlık namına konuşuyorum. Mirasımız sevgidir, coşkudur, mutluluktur. Gelin, bu dünyanın keyfini çıkaralım. Birbirimizin tadına varalım. Birbirimizi sevmek için yaratıldık, nefret etmek için değil. Gelin, farklılıklarımızın bizi birbirimizden daha üstün ya da daha kötü yaptığına inanmaktan vazgeçelim. O yalana inanmayalım. Farklı renklerimizin bizi farklı insanlar haline getirdiğine inanmayalım. Kimin umurunda? Bu da başka bir yalan. Hayatımızı kontrol eden bütün o yalan ve batıl inançlara 

inanmak zorunda değiliz. Artık kimsenin işine yaramayan tüm yalan ve batıl inançlara son vermenin zamanı geldi. Fanatizme son vermenin zamanı geldi. Hakikate dönebilir, 

onun elçileri olabiliriz. Verecek bir mesajımız var ve bu mesaj bizim mirasımız. Çocukluğumuzda, ana babamızın ve atalarımızın mirasını devraldık. Harika bir dünya geçti elimize ve şimdi çocuklarımız ve torunlarımıza kendi yaşadığımız kadar şahane 

bir gezegen bırakma sırası bizde. Gezegenimizi mahvetmeye son verebiliriz; birbirimizi mahvetmeye son verebiliriz. 

İnsanlar uyum içinde yaşayabilirler. Eğer istersek yapabileceklerimiz gerçekten inanılmazdır. Yegane yapmamız gereken, yaptıklarımızın bilincinde olmak ve sahiciliğimize dönmektir. Farklılıklarımız olduğunu biliyorum, bunun nedeni kendi kişisel düşlerimizde yaşamamız. Ama birbirimizin düşlerine saygı duyabiliriz. Her birimizin kendi düşümüzün merkezi olduğunu bilerek, birlikte yaşamakta mutabık olabiliriz. Her birimizin kendi inançlarımız, kendi hikayemiz, 

kendi bakış açımız vardır. Milyarlarca bakış açısı olsa da, ışık, her birimizin arkasındaki hayat gücü aynıdır. Bana dünyayı değiştirmekte yardım edin, bu sahici ve özgür olmaya bir davettir. Bu anlaşmayı almak üzere yüreğinizi açın. Size dünyayı değiştirmeye çalışın demiyorum. Çalışmayın, yapıverin. Bugün eyleme geçin. Çocuklarımı­za ve torunlarımıza bırakacağımız miras şahane olabilir. Tüm düşünce tarzımızı değiştirebilir, onlara dünya ile nasıl bir aşk yaşanacağını gösterebiliriz. Nereye gidersek gi­delim bizi izleyen bireysel cennetimizde yaşayabiliriz. Bu 

gezegene acı çekmeye geldiğimiz doğru değil. Dünya dedi­ğimiz bu güzelim gezegen bir gözyaşı çanağı değil. Yeni düşünce tarzımız tüm o yalanların yerine geçebilir ve bizi 

hayatı yaşayacağımız harika bir yere taşıyabilir. 

Nereye gidersem gideyim insanların buraya bir misyonla geldiğini, bu hayatta yapmamız gereken aşmamız gereken bir şeyler olduğunu söylediklerini işitirim. O her ne ise, benim haberim yok. Ben de buraya bir misyonla 

geldiğimize inanıyorum ama misyonumuz bir şeyleri aş­mak değil aslında. Sizin misyonunuz ve herkes için geçerli olan misyon kendinizi mutlu etmektir. Bunun “nasıl”ı 

sevdiğiniz şeyleri yapmanın milyarlarca şekli olabilir ama sizin hayat misyonunuz hayatınızın her bir anının tadına varmaktır. Bedenimizin er geç yok olacağını biliyoruz. Kalan sadece birkaç gün batımı ile şafak, keyfine verebileceğimiz birkaç dolunay. Şimdi yaşamanın, tam anda var olmanın, kendimizin ve birbirimizin keyfine varmanın zamanıdır. 

Son yüzyılda, bilim ile teknoloji son derece hızlı gelişti ancak psikoloji iyice geride kaldı. Psikolojinin bilim ve teknolojiye yetişme zamanı gelmiştir. İnsan zihniyle ilgili inanç­larımızı değiştirme vakti gelmiştir ve şu an gördüğüm tam bir acil durumdur; çünkü bilgisayar ve İnternet böyle giderse, yalanlar dünyaya hızla yayılıp kontrolden çıkacaktır. İnsanların artık yalanlara inanmayacakları zaman gelmek üzere. Kendimizle başladık bile amaç sadece kendi dünyamızı değil tüm insanlığı değiştirmek. Ancak önce kendi dünyamızı değiştirmeden tüm insanlığı nasıl değiştirebiliriz? Elbette bunları ayırmak kolay değil çünkü ger­çekte ikisini de aynı zamanda yapmamız gerek. O halde gelin bu dünyada bir fark yaratalım. Kafamızdaki savaşı kazanalım ve dünyayı değiştirelim. Dünyanın tamamının değişmesi ne kadar sürer? İki, üç ya da dört nesil mi? Hakikat şu ki, ne kadar süreceği umurumuzda değil. Acelemiz yoksa da. kaybedecek vaktimiz de yok. Dünyayı değiştirmekte bana yardım edin. 

Kitap: Beşinci Anlaşma – Bir Toltek Bilgelik Kitabı 

Yazar: Don Miguel Ruiz & Don Jose Ruiz ve Janet  Mills

Sayfa: 165-170 (Son Söz)

Alıntısıdır. Keyifli okumalar dilerim. 

Bazı kitaplar, bazı insanlar üzerinde derin izler bırakır, Sevgili Okur. Belki de kişisel gelişimime en büyük katkıyı bu kitap sağlıyor diyebilirim. Don Miguel Ruiz’in tüm kitapları, hayatın içinde var olma mücadelesi verirken bana kolaylık getirdi. Yazarın düşünceleriyle resmen aynı frekansta olduğumu hissediyorum; duyguları ve içsel yolculuğuma olan katkısı paha biçilemez. Zaman zaman sosyal bir ortamda ‘herkes kendi kapısının önünü süpürse, dünya daha yaşanabilir bir yer olmaz mı?’ diye dile getirirdim. Sevgiyle kalın.

Kent Dergi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et